-
Acil Servis
-
Beslenme ve Diyetetik
-
Beyin ve Sinir Cerrahisi
-
Biyokimya
-
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
-
Dermatoloji (Cildiye)
-
Enfeksiyon Hastalıkları
-
Erişkin Yoğun Bakım Ünitesi
-
Fizik Tedavi Polikliniği
-
Fizik Tedavi Ünitesi
-
Genel Cerrahi
-
Göğüs Hastalıkları
-
Göz Hastalıkları
-
İç Hastalıkları
-
Kadın Hastalıkları ve Doğum
-
Kardiyoloji
-
Kozmetik Ünitesi
-
Kulak Burun Boğaz (KBB)
-
Nöroloji
-
Ortopedi ve Travmatoloji
-
Psikiyatri
-
Psikoloji
-
Radyoloji
-
Üroloji
-
Yeni Doğan Yoğun Bakım
Diyabet (Şeker) Hastalığı Tanı ve Tedavi
Günlük yaşamda gerekli aktiviteleri sürdürebilmemiz için vücudumuz, glukoz denilen bir tür şekere ihtiyaç duyar. Glukoz, tükettiğimiz gıdalarla özellikle de nişastalı ve şekerli olanlarla alınır. Sindirim işlemi sayesinde bu gıdalardaki nişasta ve şeker glukoza çevrilerek kana karışır. Ancak, kandaki glukozun enerji olarak kullanılabilmesi için bir işlem daha gereklidir. Bu işlem vücutta pankreas adı verilen bir organın sağladığı insülin tarafından gerçekleştirilir. Kandaki glukoz, insülin sayesinde hücrelerin içine girebilir ve enerji elde etmek için kullanılır. Pankreas yeterince insülin yapamadığında vücudumuz glukozu kullanamaz ve kandaki bu glukoz, yani şeker giderek yükselir. Bu durumun yol açtığı rahatsızlığa şeker hastalığı (diyabet) diyoruz.
Şeker Hastalığı Tipleri
Tip 1 Diyabet, çok genç yaşlarda başlar. Bu tipte, pankreasta üretilen insülin miktarı çok düşüktür veya üretim tamamen durmuştur. Tip 1 diyabet sıklığı ülkeler (bölgeler) arasında farklılık göstermekte ve her yıl 15 yaş altındaki 100.000 çocuktan 1-42'sinde şeker hastalığı gelişmektedir.
Tip 2 Diyabet, yetişkin yaşlarda başlar. Burada insülin üretiminin eksikliğinden ziyade, üretilen insülin gerektiği şekilde etki gösterememektedir. Çünkü insülin hücrede bulunan bağlantı bölgelerine bağlanamaz. Genel olarak erişkin nüfusta %4-8 oranında tip 2 diyabet görülmektedir.
Ayrıca yatkınlığı olan kişilerde, gebelikte üretilen bazı hormonlara ve metabolik yükteki artışa bağlı olarak gebelik sırasında ortaya çıkan ve gestasyonel (gebelik) diyabet adı verilen bir şeker hastalığı çeşidi daha vardır. Bu tip şeker hastalığında kan şekeri hamilelik sonrasında genellikle normale döner. Ancak bu kişilerin yaklaşık % 40'ında,sonraki 15 yıl içerisinde tip 2 diyabet gelişir. Gebe kadınların yaklaşık % 3'ünde şeker hastalığı ortaya çıkabilir.
Şeker Hastalığı Riski Kimlerde Daha Fazladır?
Herkeste, her yerde, her yaşta şeker hastalığı teşhis edilebilir.
Ailesinde şeker hastalığı olanlar,
Şişman kişiler,
4 kg'dan daha ağır bebek doğuran kadınlar,
Stres altında yaşayan kişilerde şeker hastalığı görülme riski daha yüksektir.
Ayrıca pankreasın kronik iltihabı, pankreas tümörleri ve ameliyatları ile hipertiroidi, akromegali gibi bazı hormon hastalıkları tip 2 diyabete yol açabilir.
Şeker hastalığının Belirtileri ve Tanısı
Sık idrara çıkma,
Ağız kuruluğu,
Çok su içme,
Cilt yaralarının geç iyileşmesi,
Kuru ve kaşıntılı bir cilt,
Sık sık enfeksiyon gelişmesi
Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma görülür. Ancak bu belirtiler zaman içinde yavaş yavaş ortaya çıkar.
Özel Doğuş Hastanesinde kişinin şeker hastası olup olmadığı açlık kan şekeri(AKŞ) ölçümü veya Oral Glikoz Tolerans Testi(OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker(pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun 126 mg/dl veya daha fazla olması şeker hastalığının varlığını gösterir. OGTT'de glikozdan zengin sıvı aldıktan 2 saat sonraki kan şekeri değeri önemlidir.İkinci saat kan şekeri ölçümü 140-199 mg/dl ise gizli şeker,200 mg/dl veya daha yüksek ise şeker hastalığı tanısı konulur.
Özel Doğuş Hastanesi İç Hastalıkları biriminde hastalığın tanı, tedavi ve hasta takibi düzenli olarak yapılarak, diyabetin ilerlemesinin önüne geçilir.